Sayfalar

3 Haziran 2013 Pazartesi

Nereye gidiyoruz ?







"Abi samimiyetle söylüyorum hiç birimiz bu durumdan memnun değiliz."


"Hepimiz bu mesleği mecburiyetten yapıyoruz."

"Yapmak zorundayım, ekmek parası."


"De ki; senin paranı ben vericem. Ben senin yanındayım, bıraktım bu işi."


"Eylemci : Bir sigara versene.

Polis : Yok abi, bende sizin arkadaşlardan aldım."





         Bunlar polisin ağzından dökülen kelimeler. Ve durumun ne derece vahim olduğunu da gözler önüne seriyor polislerin dudaklarından dökülen bu kelimeler. Bahsi geçenler aşağıda paylaştığım video da vardır. Bu video halkın direncini, polise bakış açısını değiştirip acıma duygusunu çalıştırması için yapılan bir kurmaca mıdır yoksa gerçekten samimiyetle geçen bir muhabbet midir bunu bilemeyeceğiz. Benim ümidim gerçek olmasından yana. Ve eğer gerçek ise polisin arasında da insan gibi birilerinin olması beni biraz sevindirdi açıkçası. Fakat bu polisin masum olduğunu, emir kulu olupta bu şiddeti mecburiyetten uyguladığını göstermiyor ne yazık ki. Masum insanlara sorgusuz sualsiz cop sallamak, nişan alıpta yakın mesafeden gaz bombası ile vurmak. Revirleri basıp işgal kuvveti edasıyla hınç ile kendi insanını dövmek, sakatlamak nasıl bir insan evladının yapacağı eylemdir sormak istiyorum. Nenelerimizi , dedelerimizi gaza boğmak. Kadınlarımızı tek yakalayıp pataklamak için nasıl bir haklı sebep olabilir acaba ?




         Üzlülüyorum çünkü dini alet edip gücü ele geçiren bir başbakanım var. İnsanları zaaflarından faydalanarak kontrol eden, onları kendi isteği doğrultusunda yönlendiren, kardeşi kardeş ile tehdit eden bir başbakanım var ne yazık ki. Evet bu adamın arkasında milyonlarda var. Sokağa inerlerse direnişi bitirirler evet. Neden biliyor musun ? Çünkü şiddet göstermediği halde sokakta dayak yiyen, yaralanan hatta ölen insanlar faşiszm karşısında halen kendine hakim olup taşkınlık yapmayacak kadar akıllı olduğundan. İnin sokaklara, polisin arkasından takip edip bitirin direnişi. Fakat şunu unutmayın ki bu şekilde bitecek bir direnişin arkasından doğacak olan şey hem sizi hem bizi bitirecek. Şiddet nefreti , nefret ise tekrar şiddeti doğuracak. Telsiz kanallarından polise şiddet uygulanmaması için sürekli birbirlerini uyaran bu çapulcular sizin bu tahrikleriniz karşısında elbet yenik düşecek. Ortalığı karıştırmak isteyen sokaklarda ki çapulcular değil. Ellerinde kurusıkı silahlar, bıçaklar ile kudurmuş bir köpekmişçesine sokağa dökülen yandaşlardır. Başbakandır ; ve onun özel ordusu olan polistir. Sadece yandaş medya ve grupları takip ederek olaylara sadece tek bir gözden bakmak şuursuzluktan başka bir şey değilde nedir ?







        Her zaman provokatörler kendini gösterecek, önemli olan onları ayırıp insanları genellemeye tabii tutmamak. Milyonları sokağa dökmeye pek meraklı başbakan unutmamalı ki ; henüz sokağa dökülmemiş , sukunet ile olayları izleyip idrak eden daha milyonlarca çapulcu, terörist var. Bende onlardan biriyim, izliyorum, bekliyorum ve herkesten sadece gözlerinde ki kara bağı çözerek kör ebecilikten kurtulmasını diliyorum.




         Yüce vekilin sıraya dizdiğinde polisine sahip çıkan kimdi ? Peki halkını sırtından vuran kim ? Babam böyle pasta yapmayı nereden öğrendi ?




        Din,ırk, görüş fark etmeksizin tek bir amaç uğruna toplanan ve kardeşliğini pekiştiren bu insanlar çapulcu yada terörist değil ; bir kesim tarafından hain olarak adledilen bir adamın vatanını emanet ettiği gençlerdir. Bilmem pasta derken ne demek istediğimi anladınız mı. Benim babam, atam 75 yıl önce öldü. Ve ondan kalan mirası harcamak niyetinde değilim.



Polisle sohbet

Polis Şiddeti

Polisten yine şiddet

Polis durdurak bilmiyor












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder